İdam Cezası
Yaşam hakkını savunup dillerinden idamı düşürmeyenleri anlayamıyorum. Fabrikadan çıkan bir ürünü yok etmekle üretimi durdurabileceklerini mi zannediyorlar? Hükümet hergün nefret üretmeye devam ediyor. Kaynağa inmedikçe maalesef böyle olaylar devam ediyor. Nefretten, kaostan beslenen bir hükümet var. Hırsızlık yaptıkça madur oluyorlar, öldürdükçe madur oluyor. Ağladıkça ağlıyorlar ekranlarda, ellerinden mikrofon düşmüyor. Sürekli kendilerini gösteren yalaka medyaları da var. Piyonlar gibi renklerimize bakarak karşılıklı diziyorlar bizi. Oyun bittiğinde hepimiz aynı kutuya toplanmamıza rağmen; oyun sürecince karşıya dizecek piyonlara ihtiyaç duyuyorlar. Karşı karşıya getiriyorlar, ötekileştiriyorlar, paralelleştiriyorlar, kendileri gibi olmayan birilerinin ihtiyacını hissediyorlar. Böyle farklılıklar olmasaydı hırsızlıkların, kadın cinayetlerinin, yolsuzluğun, din sömürücülüğünün bir numaralı zanlısının hükümetin kendisi olduğu apaçık görülürdü. Aynı el tarafından oynanan satranç tahtası...